30 Aralık 2014 Salı

Kasip Nismet

Olaganüstü, mucizevi ve biraz da ilahi bir kis günüydü Bremen'de. Günes, pörsümüs bir portakalin itici sarisiyla, Werder Bremen'in yilda bir gerceklesen galibiyetinden sonra Eintracht Frankfurt lobisinin oyunlarina gelmeyen her aziz Werder Bremen taraftarinin evlerinin balkonuna, taraftar iradelerini göstermek icin astigi, kir tutmus Werder Bremen bayraginin igrenc yesilimtrakliginin karisimi bir renkteydi.
Eger bir kis günü siz de Bremen'de evde uyuyor olsaydiniz ve sabah kalktiginizda camdan disari bakarken böyle bir günesle karsilasiyor olsaydiniz, siz de tereddüt etmeden Adidas üc cizgi marka jogging esofmanlarinizi ve spor ayakkabilarinizi giyip, disarida olan bu güzel günesin tadini cikarmak isterdiniz. Tabi, bu sogukta götünüz yerse.
Cölde ac ve susuz kaybolmus birinin o pörsümüs portakali buldugunu düsünün. Benim de Bremen'de bir kis günü, günesi o cirkinligiyle bulmam ayni sey sayilabilir. Günes, bir politikacinin yalan sözleri gibi sicak ve inandirici görünüyordu.

Sabah vaktiydi ve uyuyordum. Odamin kapisi, gürültüyle calmaya basladi. Sagolsun, uyandim gereksiz bir sekilde. Gözlerimi actim. Battaniye, yorgan baslarina buyruk, kacmislar gitmisler bir yerlere. Nasil olmussa yataktaki eksenim ekvator ekseni gibi yatagi yatay cepheden kavramis.
Calan Kasip Nismet'di.

Kasip, dürterek "Alpa Gun, kalk jaaa, kalk!" dedi.
Tesisatlarimi kasimam disinda hicbir tepki veremedim.
"Alpaa kalksana jaaa!"
"N'oluyor jaaa?" diye fisildayabildim, gözlerimi biraz yarilayarak.
Iste o an pencereden günesi görmüstüm.
Kasip Nismet, sorumu bile cevaplamadan beni yataktan asagiya sürükledi ve yere dogru kicimin üstüne düsmeme neden oldu.
Kasip hic dinlemeden, düstügüm yere cömeldi. Telefonunu cikardi, basini basima yakinlastirdi ve selfie cekmeye basladi. Lan, manyak mi bu Kasip? Napiyor bu? Herhalde bu selfie'leri esek sakasi olarak internete koymak icin cekiyor. Benimle ugrasip kendi capinda eglenecek.
"N'apiyorsun Kasip? Aklini mi kacirdin lan? Bak, bu bir sakaysa, hic komik degil. Tamam mi? Selfie cekerek beni rezil mi edecen? Napacan? Gören diyecek Werder gol atti sanki!"
Kasip yukariya bakarak. "Hay, senin agzina sicayim!" diye kükredi.
"N'oluyo Kasip? Niye agzima siciyon? Tövbe tövbe. Kasip, ilginc misin oglum? Niye böyle davraniyon? Bir derdin mi var? Bi bok anladiysam Hamburg'lu olayim! Kasip, cevap versene!"
Kasip birden aglamaya baslayarak. "Sana demiyom Alpa Digga'm*, sana demiyom." dedi.
"Kime diyon o zaman, Kasip? Kendinle mi konusuyorsun? Anlatsana!"
"Kime olacak lan. Su yazar bozuntusuna tabi. Böyle diyalog mu olur lan? Neden her seferinde bu adamin her dedigini yapip eyvallah diyoruz?"
Alpa, Kasip'in bu davranisini tasviplemeyip. "Tövbe et, Kasip, tövbe et! Ne bicim laflar onlar. Tövbe et yoksa carpiliriz. Sen, böyle bir yazara sahip oldugumuza sükretmek yerine, sacma sacma laflar ediyorsun. Tamam adam bize bunlari yaptiriyor olabilir, ama bizi bas rollerde oynatiyor simdi. Eskiden bir cam agaci bile olamazken, simdi, bas rol oynuyabiliyoruz. Yigidi öldür ama hakkini ver"  dedi.
"Anlamiyorsun Alpa, anlamiyorsun! Eskiden bas rollerimizin olmadigi dogru ama kimsenin her istedigini yapmak zorunda da degildik!"
Yazar, olarak bu itiatkarsizliga ve rezillige daha fazla tahammül edemeyecegimden, aziz izleyicilerimin de izniyle artik araya girmek zorundayim.
"Icine sictin, Kasip, hikayenin, icine icine! Sen nasil bir karaktersin? Size ben, yaptiklarimi sorgulayin diye mi rol verdim? Al, simdi hikayede üc sahis oldu. Alpa'yi da ücüncü sahsa cekmek zorunda kalacagiz simdi. Begendin mi yaptigini? Seyircilerin izleme zevkini mahvetmeye ne hakkin var? Simdi sana ceza olarak, Alpa'dan sana kuvvetli bi' tokat atmasini istiyorum. Hadi bakalim Alpa, hadi, hadi..."
Alpa, bu sözlerin üzerine ne yapacagini sasirir. Kasip, Alpa'ya gözlerini dikip "At tokadi, Alpa. Beni düsünme, kendini düsün sen. Bu hikaye böyle yazilmis. At o tokadi! At, ne duruyorsun? Ben yandim, sen yanma. Yakma kendini, Alpa. At artik su tokadi" bakisi atar.
Alpa, "Yapamam, Kasip. Yapamam ben böyle bir seyi biricik digga'cigima" bakisi atar Kasip'e!"
Ama Kasip dinlemez. Kasip bu sefer Alpa'ya, "Alpa, at artik su tokadi. Sen atmazsan ben atacagim yoksa." bakisi atar.
Kasip'in bu kararligini gören Alpa, o tokadi atmaktan baska caresi kalmadigini görür. Yavas cekimle Alpa elini Kasip'e dogru kaldirir ve daha da yavas cekimle Alpa'nin eli Kasip'in suratina dogru inmeye baslar. Ikisinin de gözleri kapanmis ve kader aninin bir an önce gelmesi beklenmektedir. Seyirci de cellatin baltayi tam kelleye indirecekken kahramanin kurtulmasini saglayacak son bir mucizenin gerceklesmesini beklemektedir."
"Bir dakika, durun!" dedi seyircilerden biri.
"Sen de kimsin sayin seyirci? Kardes, mardes degiller, eger "durun siz kardessiniz" diyeceksen. Sen seyrine bak."
Seyirci daha da ileri giderek, "Bu kadar sacma nedenlerden, insanlari kolayca harcamaya utanmiyor musunuz?"
Diger izleyicilerden de sesini cikaran seyirciye destekler yavas yavas ugultularla cogalmaktadir.
"Sen kim oluyorsun da diger seyircilerimin bundan az sonraki eglenceyi izlemesini engellemeye calisiyorsun? Ben, sizin iyiliginiz icin yapiyorum bunlari bir kere. Sizleri düsündügümden yapiyorum. Cabuk bitireyim de sizi de asil eglenceden mahrum etmeyeyim diye yapiyorum. Birkac edepsizin sözünü dinleyip, yilmayiz biz. Eger cezasini vermezsem siz de eglence programimiz sekteye ugrar! Eger, bu olay bu sekilde cözülmezse, diger türlü cözülmesi icin diyaloglar uzayip da gidecek. Lütfen, aziz seyircilerim, bu oyunlara gelmeyiniz."
Bu sefer izleyici kitlesi yazardan yana taraf tutan ugultular cikarir.
Bas kaldiran seyirci, "Bakin arkadaslar! Biz bu adamin bize gösterdigi herseyi izlemek zorunda miyiz? Siz, bu adamin yaptirdiklarini izledikce ona destek veriyorsunuz. Onu büyütüyorsunuz. Ona tapiyorsunuz. Yaptigi kötülük bize ödülümüzü yani eglencemizi verdigi kadar var oluyor. Hepiniz suclusunuz."
Yazar, bu samataya son vermek icin Kasip'i bir sartla bagislayacagini söyler. Eger Kasip af dilerse ve diger bütün ömrü boyunca yazarin kalemi rolünde oynamayi kabul ederse affedilecektir.
Seyirciler, Kasip'in ne söyleyecegini gerginlikle beklemektedir. Seyircilerden, "Af dile" fisildilari duyulmaktadir.
"Af dilemiyorum, senden." dedi Kasip.
Seyirci, sok gecirdi Kasip'in bu inatciligindan sonra. Kasip bu sözlerin seyircilerde yarattigi soktan faydalanarak devam eder.
"Niye duruyorsun? Devam et cezalandirmaya. Hadi, durma. Ne senden ne de verecegin cezadan korkuyorum. Bana acima, beni bagislama numaralarini birak. Seyirciye, bagislayici oldugunu falan mi kanitlamaya calisiyorsun? Beni cezalandirabilirsin ama ruhumu asla. Asla!"
"Don Kisot'luk yapmaya kalkisma Kasip. Seyirciler buradayken bu konusmayi yapip kahraman ilan edilecegini falan mi zannediyorsun? Bak, etrafina. Su anda kahraman gibi gözükebilirsin. Belki bir gün icin, belki de bir hafta icin hatirlarina kazinabilirsin. "Kasip Nismet'e Adalet" fotograflariyla Facebook ve bilimum her türlü sosyal medyada belli bir müddet dolasabilirsin. Fakat, belli bir müddet sonra kimse kimse ismini bir daha duymak istemeyecek. Ismini bagiranlar, cagiranlar yine olacaktir fakat boslukta bos bir yanki olmaktan öteye gecemeyecekler. Ilk anlardaki herkesin dillerinde dolasan ismin, bir müddet sonra bikkinlik gecirtecektir. Ya boyun egersin ya da bertaraf olursun. Ondan akillilik et ve af dile! Bunu son kez teklif ediyorum sana."
Isyankar, asi seyirci yine araya girer.
"Durun! Bir önerim var. Madem, biz demokratik seyircileriz, o zaman Kasip'e tokat atilip atilmamasini neden oylamaya sunmuyoruz?"
Seyirci arasinda yine ugultular, ayrismalar ve tartismalar bas gösterir. Yazar, ne yapacagini sasirmistir. Yazarin kulagina komut gelir ve kisa bir araya girilecegini söylemesi söylenir.
Yazar, seyircilere kisa bir ara verilecegini ve aradan sonra kararin aciklanacagini söyler.
Mola baslar baslamaz, kriz masasi hemen toplanir. Yazar, telaslidir.
"Sayin Yazar. Lütfen telas etmeyin. Biz hemen bu isin caresine bakacagiz. O cok konusan seyircinin de caresine bakacagiz. Arkadaslar onunla iletisime gectiler. Bir de Kasip'in cezalandirilmasi yönünde oy kullanan herkese bedava patlamis misir verecegiz. Gizli bir sekilde seyirciyle iletisime gectiler bizimkiler. Hatta gelen son istihbaratlar arasinda, patlamis misir teklifimizden sonra evet oylarinin %20'den %60'lara geldigi yönünde."
Yazar, moladan sonra geri döner.
"Evet, biz ezelden beridir demokrasi sevdalisiyiz. Kimse bizim demokratikligimizi sorgulamaya kalkismasin. Madem öyle, hadi oylamaya baslayin."
Oy kullanimi sona ermis ve oylar sayildiktan sonra ekrana yansitilmisti. Kasip, gördügü tablo karsisinda sok olmustu. Neredeyse herkes Kasip'in bu cezayi hakettigi yönünde oy kullanmisti. Isin daha da kötüsü, kendisini savunan o seyirci de kendisinin ceza almasi yönünde oy kullanmisti.
Yazar, büyük bir gururla. "Görüyorsunuz, sayin seyirciler. Bir oylamada daha demokrasi hakliligimi gösterdi bizlere. Simdi, Alpa kaldigin yerden devam et."

Bütün seyirciler Alpa'nin tokat atmasini sabirsizlikla bekliyordu. Alpa, bir seyler mirildandi ama duyulmadi. Yavas yavas elini kaldirmaya calisti. Ve ansizin Alpa, kalkan elini indirdi ve Kasip'in yanina dogru o da cöktü. Aglayarak, "Yazar, bizi kandirdi mi Kasip? Keske hic bas rolde oynamasaydik " dedi.
Yazar, Alpa'nin da Kasip'e katilmasindan ötürü daha da hiddetlenerek, karakterlerinin bu itiatkarsizliklarini,  onlari "backspace" tusu ile dünya edebiyati karakter cöplügüne yollayarak cezalandirdi bu sefer...

Bas kaldiran seyirciye ne mi oldu? Kasip Nismet'in rolünü artik o oynamaktadir. Hem de yazarin dediklerini fazlasiyla yerine getirerek...

**
Sabah vaktiydi ve uyuyordum. Odamin kapisi, gürültüyle calmaya basladi. Sagolsun, uyandim gereksiz bir sekilde. Gözlerimi actim. Battaniye, yorgan baslarina buyruk, kacmislar gitmisler bir yerlere. Nasil olmussa yataktaki eksenim ekvator ekseni gibi yatagi yan cepheden kavramis.
Calan Kasip Nismet'di.

Digga'nin digga'ya kirdirilmaya calisildigi bu hikayede cekilen bütün selfie'ler ve ya TDK'nin tabiriyle öz cekimler gercek olup, üstteki paragrafin da bir daha karsiniza cikmasinin Inception'la hicbir baglantisi ve iliskisi olmamakla beraber. söz konusu kisiler, olaylar ve verilmek istenen mesajlar tamamiyle rüya ürünüdür. Credits bölümünden sonra kücük bir sahne daha var. Onu da sinemada film biter bitmez kacan sazanlar gibi kacirip sonra ona buna "ne oldu?" diye sormamaniz icin sizlere bilgi olarak vermeyi uygun gördük.

Kasip Nismet'e gelince. O benim telefonun ismi yahu. Sabahin bir vakti o caldi. Iste o an pencereden günesi görmüstüm. Düsündüm, dedim esofmanlari giyinip, kulaga Iphone'u takip,su parkta bir tur atayim da, sabah ayni kiyafetle gördügüm her jogging yapan insanin takdir eden bakislarini toplayayim. "Ne sporcu! NE SPORCU AMA!" desinler.
Ama, uyanmak, kime Kasip, kime Nismet iste.
Kasip'i susturmak icin aldim elime. Sonra, bi yüzüm, gözüm yerinde mi diye bir selfie cekeyim dedim. Altina da "#hahahadüngecemanyakeglendik" yazip hissettigim bütün duygulari tek bir yüz ifadesiyle anlatan bütün yüz selfie'lerimin bulundugu albüme koyayim dedim.
O degil de eski fotograflara bakip nostalji yapma gelenegi acaba her gün yüz selfie'sini cekip paylasanlarda nasil oluyor acaba? "Hmm, o günkü yüzümden de belli oldugu gibi bu "Sevene git, sevmeyene kal diyemem" günüydü. Ay, yok yok, bu bence "Bekarlik sultanliktir" günüydü." Ben de diyordum insanlar neden böyle hashtag'ler seciyorlar? Ee, artik normal yollarla cekilen fotoraflarin türleri tükendiginden, ileride selfie'lerden baska nostalji yapacak bir seyimiz olmayinca o günleri hashtag'lerle yad edecegiz.
"#takipedersentakipmanyagiyaparim #yeniuyandim #düncokeglendik"..."Hasan, bu selfie'yi hatirliyon mu?" Ilk hatirlamama cehaletine düsen Hasan hashtag'i gördükten sonra, "Heh, simdi hatirladim.. Ne manyak gündü lan." diye cevap verdi.


*Digga, Türkcede kanka, kardesim ve panpa gibi kelimelere tekabül edebilir.